az şekerli bir kahveye anlattı
geceden kalma rüyasını
dolmuş kuyruğunda
sabah ayaz ve o hala genç...
kimse yok neden derken
etraf kentin isi çökmüş karın içinde
hafifçe irkiliyor
üşümüş...
durak dediği yerde
eski tahta bir direk var yaslanmış
ve sarmış kollarıyla direk onu
uçup bir bulutu öpmüş
alaca iki karga ile geri dönmüş...
unutulmuş duygular
unutulmuş aşklar
ve unutulmuş odunlar diye yordum
güldük...
kahve çabuk bitti, yıllarım gibi dedi
gülüyormuş gibiydim sanırım
öfke kaynatıyordu kalp kazanlarım
ayaz ve beyaz olmayan
karların içinden çıkan aşkına...
rüyalarım bile azaldı
umutlarım gibi dedi
felsefe yapmak ne güzel olurdu
şimdi dedim
sarıldık gitti...
ben mi kaldım aranıp bu rüyada bulunmayan
kent karlarının siyahına ağladım işte
şaşırma...
Selma Dönmez 05 ocak 2013
geceden kalma rüyasını
dolmuş kuyruğunda
sabah ayaz ve o hala genç...
kimse yok neden derken
etraf kentin isi çökmüş karın içinde
hafifçe irkiliyor
üşümüş...
durak dediği yerde
eski tahta bir direk var yaslanmış
ve sarmış kollarıyla direk onu
uçup bir bulutu öpmüş
alaca iki karga ile geri dönmüş...
unutulmuş duygular
unutulmuş aşklar
ve unutulmuş odunlar diye yordum
güldük...
kahve çabuk bitti, yıllarım gibi dedi
gülüyormuş gibiydim sanırım
öfke kaynatıyordu kalp kazanlarım
ayaz ve beyaz olmayan
karların içinden çıkan aşkına...
rüyalarım bile azaldı
umutlarım gibi dedi
felsefe yapmak ne güzel olurdu
şimdi dedim
sarıldık gitti...
ben mi kaldım aranıp bu rüyada bulunmayan
kent karlarının siyahına ağladım işte
şaşırma...
Selma Dönmez 05 ocak 2013
Yorumlar
Yorum Gönder