Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Haziran, 2010 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

yamalıdır şehrimin bulutları

bu şehre astım kendimi karasal iklimlere veda ederken yoksa iyot kokusu muydu başımı döndüren ben on yedi yaş uçurtmalarına çıta takıyordum kuş kanatlı bir bulutta ve sen yoktun ufukta hey kara ikliminin aşık gençleri siz biriktirirken ayakkabıları kapı önlerinde aşk dolandı bu şehrin her yerinde bilemem ses girdabında kendini duyar mı ? yamalı aşklar da gördüm bu şehirde gri bina boyalarını allık yapan yaşam sevincine zıt renklerde her kalbin bir zulası var İstanbul’un sonsuz kapıları çalmadan girer lodosla ve dikiş atar yürekler küflenip her aşkta... bu şehir şeytan üçgeni de senin şehrin melek dörtgeni mi diye sordum zayi olmuş bir yüreğe nefesi yetmedi; gururlanırdı kara iklimi aşkları diye iyotlu aşkların gerçeği daha keskindı oysa... aşkı kim kaybetti zümrüdü anka kuşunun kanadında belli değil bunu suç sayar bu şehirdekiler almazlar üstlerine aşk kaybolsa da bu şehrin semalarında nedeni vardır; güneş erken doğmuştur, ay g